25 Kasım 2013 Pazartesi

ŞİRKET ORTAKLARININ SOSYAL GÜVENLİĞİ


http://www.alomaliye.com/2013/murat-yetik-sirket-ortaklarinin-sosyal-guvenligi.htm
25 Kasım 2013 

Murat YETİK
Sosyal Güvenlik Denetmeni
ŞİRKET ORTAKLARININ SOSYAL GÜVENLİĞİ



1. Giriş

Şirket ortaklarının sosyal güvenlik statüleri, 5510 sayılı Kanunun 4. maddesinin 1. fıkrasının b bendinin 3. alt bendinde tanımlanmıştır. Buna göre: “Anonim şirketlerin yönetim kurulu üyesi olan ortakları, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin komandite ortakları, diğer şirket ve donatma iştiraklerinin ise tüm ortakları” Kanunun md. 4/1/b bendi (Bağ-Kur) kapsamında sigortalıdır. Şirket ortaklarının sosyal güvenliklerine ilişkin olarak; Kanunun 7. maddesinde “Sigortalılığın Başlangıcı”, 8. maddesinde “Sigortalılığın Bildirimi ve Tescili”, 9. maddesinde “Sigortalılığın Sona Ermesi” ve de 102. maddesinde yükümlülüklere aykırılığın yaptırımı olarak idari para cezaları düzenlenmiştir. Yine 12.05.2010 tarihli Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin (S.S.İ.Y.) 11. maddesinde “Sigortalılığın Başlangıcı ve Bildirim Yükümlülüğü”, 14. maddesinde de “Sigortalılığın Sona Ermesi ve Bildirim Yükümlülüğü” düzenlenmiştir. Ayrıca Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yayımlanan 22.02.2013 tarihli ve 2013/11 sayılı “Sigortalılık İşlemleri Birleşik Genelgesi”nde uygulama detaylarına yer verilmiştir.

Şirket ortaklarının sosyal güvenlikleri konusundaki diğer çok önemli düzenleme olan sigortalılık statülerinin çakışması ve şirket ortaklarının, ortağı oldukları şirketlerden Kanunun md. 4/1/a bendi (SSK’lı) kapsamında sigortalı bildirilme yasağı da Kanunun 53. maddesinde düzenlenmiştir.  

2. Şirket Ortaklarının Sigortalılık Statüleri; Sigortalılığın Başlangıcı, Bildirimi ve Bildirim Yükümlüsü; Sigortalılığın Sona Ermesi, Bildirimi ve Bildirim Yükümlüsü

2.1. Anonim Şirketler

Tanım: Anonim şirket, sermayesi belirli ve paylara bölünmüş olan, borçlarından dolayı yalnız malvarlığıyla sorumlu bulunan şirkettir (6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu md. 329/1).

Ortaklarının Sosyal Güvenlik Statüleri: Anonim şirketlerin yönetim kurulu üyesi olan ortakları Kanunun 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (3) numaralı alt bendi gereğince sigortalı sayılacaktır. Anonim şirketlerin yönetim kurulu üyesi olmayan ortakları ile kurucu ortakları ise sadece bu statülerinden dolayı sigortalı sayılmayacaklardır.

Sigortalılığın Başlangıcı ve Sosyal Güvenlik Kurumuna Bildirilmesi

a. Sigortalılığın Başlangıcı: Anonim şirketlerin yönetim kurulu üyesi olan ortaklarının sigortalılıkları, yönetim kuruluna seçildikleri tarihte başlar (5510 sayılı Kanun md. 7/1/b; S.S.İ.Y. md. 11).

b. Bildirim Sorumlusu: Şirket Yetkilileri.

c. Bildirim Süresi: Bu kapsamda sigortalı olan ortaklar, yönetim kurulu üyeliğine seçildikleri tarihten itibaren en geç 15 gün içinde Kuruma bildirilecektir (5510 sayılı Kanun md. 8/3; S.S.İ.Y. md. 11). Örneğin; Anonim şirket 5 ortaklı olarak 21.11.2013 tarihinde kurulmuş olup, 27.11.2013 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında ortaklardan 3 kişi yönetim kurulu üyeliğine seçilmiştir. Bu kişilerin yönetim kuruluna seçildikleri tarih şirket yetkililerince 11.12.2013 tarihine kadar Kuruma bildirilecek, 3 yönetim kurulu üyesi ortağının sigortalılığı 27.11.2013 tarihinde başlatılacaktır.

Sigortalılığın Sona Ermesi ve Sosyal Güvenlik Kurumuna Bildirilmesi

a. Sigortalılığın Sona Ermesi: Anonim şirketlerin yönetim kurulu üyesi olan ortaklarının sigortalılıkları bu görevlerinin bittiği tarihte sona erer (5510 sayılı Kanun md. 9/1/b/3; S.S.İ.Y. md. 14).

b. Bildirim Sorumlusu: Şirket yetkilileri ve sigortalılar (Kanun ve Yönetmelikte yer alan “ve sigortalılar” ibaresi 2013/11 sayılı genelgede “veya sigortalılar” olarak yer almaktadır).

c. Bildirim Süresi: Anonim şirketlerin yönetim kurulu üyesi olan ortaklarının sigortalılıkları bu görevlerinin bittiği tarihte sona erer ve bu tarih en geç 10 gün içinde işten ayrılış bildirgesiyle Kuruma bildirilecektir (5510 sayılı Kanun md. 9/3; S.S.İ.Y. md. 14).

2.2. Limited Şirketler

Tanım: Limited şirket, bir veya daha çok gerçek veya tüzel kişi tarafından bir ticaret unvanı altında kurulur; esas sermayesi belirli olup, bu sermaye esas sermaye paylarının toplamından oluşur. Ortaklar, şirket borçlarından sorumlu olmayıp, sadece taahhüt ettikleri esas sermaye paylarını ödemekle ve şirket sözleşmesinde öngörülen ek ödeme ve yan edim yükümlülüklerini yerine getirmekle yükümlüdürler. Limited şirket, kanunen yasak olmayan her türlü ekonomik amaç ve konu için kurulabilir (6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu md. 573/1-2-3).

Ortaklarının Sosyal Güvenlik Statüleri: Limited şirket ortakları, Kanunun 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (3) numaralı alt bendi gereği sigortalı sayılacaktır.

Sigortalılığın Başlangıcı ve Sosyal Güvenlik Kurumuna Bildirilmesi

a. Sigortalılığın Başlangıcı: Limited şirket ortaklarının sigortalılığı, şirketin ticaret sicil memurluklarınca tescil edildikleri tarihte başlar (5510 sayılı Kanun md. 7/1/b; S.S.İ.Y. md. 11). Limited şirket ortaklarından hisse devri alan yeni ortakların sigortalılıkları ise ortaklar kurulunca devrin yapılmasına karar verildiği tarihte başlar (S.S.İ.Y. md. 11).

b. Bildirim Sorumlusu: Şirket kuruluşlarında ticaret sicil memurlukları, hisse devirlerinde ise şirket yetkilileri.

c. Bildirim Süresi: Şirket ortakları, ticaret sicil memurluklarınca tescil edildikleri tarihten itibaren 15 gün içinde Kuruma bildirilecektir (5510 sayılı Kanun md. 8/3; S.S.İ.Y. md. 11). Limited şirket ortaklarından hisse devri alan yeni ortakların sigortalılıkları, ortaklar kurulunca devrin yapılmasına karar verildiği tarihte başlayacak ve bu tarih ortaklar kurulu kararının hisse devrine ilişkin tanzim edilen noter devir sözleşmesinin, devrin yapıldığının işlendiği pay defterinin birer sureti veya devir ticaret sicil memurluğunca tescil edilmiş ise ticaret sicil gazetesinde ilan edildiği nüshasının ibraz edilmesi kaydıyla şirket yetkililerince ortaklar kurulu karar tarihinden itibaren 15 gün içerisinde Kuruma bildirilecektir. Örneğin; Limited şirketin ortağı olan X’in, hisselerinin tamamının Y’ye devredilmesi hususunda, 10.03.2014 tarihinde ortaklar kurulu kararı alınmıştır. Bu hisseyi alan Y’nin sigortalılığı 10.03.2014 tarihi itibariyle başlatılacak, ticaret sicil gazetesinde ilan edildiği nüshanın ibraz edilmesi kaydıyla sigortalılık şirket yetkililerince 24.03.2014 tarihine kadar Kuruma bildirilecektir.

Sigortalılığın Sona Ermesi ve Sosyal Güvenlik Kurumuna Bildirilmesi

a. Sigortalılığın Sona Ermesi: Limited şirket ortaklarının sigortalılıkları, hisse devrine ilişkin alınan ortaklar kurulu kararı ile hissenin devrine ilişkin tanzim edilen noter devir sözleşmesinin ve devrin pay defterine işlendiği sayfanın birer suretlerinin birlikte ibraz edilmesi veya hisse devri ticaret sicil memurluğuna tescil edilmiş ise ticaret sicil gazetesinde ilan edildiği nüshasının ibraz edilmesi kaydıyla ortaklar kurulu karar tarihi itibariyle sona erer (5510 sayılı Kanun md. 9/1/b/3; S.S.İ.Y. md. 14).

b. Bildirim Sorumlusu: Şirket Yetkilileri ve sigortalılar (Kanun ve Yönetmelikte yer alan “ve sigortalılar” ibaresi 2013/11 sayılı genelgede “veya sigortalılar” olarak yer almaktadır).

c. Bildirim Süresi: Ortaklar kurulu karar tarihinden itibaren en geç on gün içinde işten ayrılış bildirgesiyle Kuruma bildirilecektir (5510 sayılı Kanun md. 9/3).

2.3. Sermayesi Paylara Bölünmüş Komandit Şirketler

Tanım: Sermayesi paylara bölünmüş komandit şirket, sermayesi paylara bölünen ve ortaklarından bir veya birkaçı şirket alacaklılarına karşı bir kollektif şirket ortağı, diğerleri bir anonim şirket pay sahibi gibi sorumlu olan şirkettir. Sermaye, paylara bölünmeksizin sermayesi sadece birden çok komanditerin sermayeye katılma oranlarını göstermek amacıyla kısımlara ayrılmış bulunuyorsa komandit şirket hükümleri uygulanır (6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu md. 564).

Ortaklarının Sosyal Güvenlik Statüleri: Kanunun 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (3) numaralı alt bendi gereği komandit şirketlerin komandite ortakları sigortalı sayılacaktır. Komanditer ortaklar ise bu statülerinden dolayı sigortalı sayılmayacaktır.

Sigortalılığın Başlangıcı ve Sosyal Güvenlik Kurumuna Bildirilmesi

a. Sigortalılığın Başlangıcı: Komandite ortakların sigortalılıkları şirketin ticaret sicil memurluklarınca tescil edildikleri tarihte başlar (5510 sayılı Kanun md. 7/1/b; S.S.İ.Y. md. 11). Komandite ortaklardan hisse devri alan yeni ortakların sigortalılıkları ise ortaklar kurulunca devrin yapılmasına karar verildiği tarihten itibaren başlayacaktır (S.S.İ.Y. md. 11).

b. Bildirim Sorumlusu: Şirket kuruluşlarında ticaret sicil memurlukları, hisse devirlerinde ise şirket yetkilileri.

c. Bildirim Süresi: Şirket kuruluşlarında şirketin ticaret sicil memurluklarınca tescil edildikleri tarihten itibaren ticaret sicil memurluklarınca, hisse devirlerinde ise ortaklar kurulunca devrin yapılmasına karar verildiği tarihten itibaren şirket yetkililerince 15 gün içinde Kuruma bildirilecektir (5510 sayılı Kanun md. 8/3). Komandite ortaklardan hisse devri alan ortakların Kuruma bildirilmesinde sigortalı işe giriş bildirgesi yanında ortaklar kurulu kararının, hisse devrine ilişkin tanzim edilen noter devir sözleşmesinin, devrin yapıldığının işlendiği pay defterinin birer sureti veya devir ticaret sicil memurluğunca tescil edilmiş ise ticaret sicil gazetesinde ilan edildiği nüshası da Kuruma verilecektir.

Sigortalılığın Sona Ermesi ve Sosyal Güvenlik Kurumuna Bildirilmesi

a. Sigortalılığın Sona Ermesi: Şirketin ticaret sicil memurluğundan kaydının silindiği tarih ya da komandite ortaklarının hisse devrine ilişkin alınan ortaklar kurulu kararı ile hissenin devrine ilişkin tanzim edilen noter devir sözleşmesinin ve devrin pay defterine işlendiği sayfanın birer suretlerinin birlikte ibraz edilmesi veya hisse devri ticaret sicil memurluğuna tescil edilmiş ise ticaret sicil gazetesinde ilan edildiği nüshasının ibraz edilmesi kaydıyla ortaklar kurulu karar tarihi itibariyle sona erer (5510 sayılı Kanun md. 9/1/b/3; S.S.İ.Y. md. 14).

b. Bildirim Sorumlusu: Şirket yetkilileri ve sigortalılar (Kanun ve Yönetmelikte yer alan “ve sigortalılar” ibaresi 2013/11 sayılı genelgede “veya sigortalılar” olarak yer almaktadır).

c. Bildirim Süresi: Sona eren sigortalılık en geç on gün içinde işten ayrılış bildirgesiyle Kuruma bildirilecektir (5510 sayılı Kanun md. 9/3; S.S.İ.Y. md. 14).

2.4. Kollektif Şirketler

Tanım: Kollektif şirket ticari bir işletmeyi bir ticaret unvanı altında işletmek amacıyla, gerçek kişiler arasında kurulan ve ortaklarından hiçbirinin sorumluluğu şirket alacaklılarına karşı sınırlanmamış olan şirkettir (6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu md. 211/1).

Ortaklarının Sosyal Güvenlik Statüleri: Kollektif şirket ortakları Kanunun 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (3) numaralı alt bendi gereğince sigortalı sayılacaktır.

Sigortalılığın Başlangıcı ve Sosyal Güvenlik Kurumuna Bildirilmesi

a. Sigortalılığın Başlangıcı: Sigortalılık, ortakların vergi mükellefiyetinin başladığı tarihte başlayacaktır (5510 sayılı Kanun md. 7/1/b; S.S.İ.Y. md. 11).

c. Bildirim Sorumlusu: Vergi Dairesi.

d. Bildirim Süresi: 01.10.2008 tarihinden sonra vergi mükellefiyetleri başlatılan sigortalıların bildirimleri vergi dairelerince mükellefiyet işleminin tesis tarihinden itibaren en geç iki ay içinde Kuruma yapılacaktır. Vergi mükellefiyeti işlemlerinin iki aydan önce tekemmül ettirilmesi halinde mükellefiyetin tesis tarihinden (vergi mükellef bilgilerinin vergi dairesince sisteme giriş tarihi) itibaren iki ayı geçmemek üzere tekemmül tarihinden itibaren en geç 15 gün içerisinde Kuruma bildirilmesi zorunludur (5510 sayılı Kanun md. 8/3).

Sigortalılığın Sona Ermesi ve Sosyal Güvenlik Kurumuna Bildirilmesi

a. Sigortalılığın Sona Ermesi: Sigortalılık, vergi mükellefiyetinin sona erdiği tarihte son bulacaktır (5510 sayılı Kanun md. 9/1/b/3; S.S.İ.Y. md. 14).

b. Bildirim Sorumlusu: Vergi dairesi ve sigortalılar (Kanun ve Yönetmelikte yer alan “ve sigortalılar” ibaresine 2013/11 sayılı genelgede yer verilmemiş ve bildirim sorumlusunun Gelir İdaresi/Vergi Daireleri olduğu belirtilmiştir).

c. Bildirim Süresi: Vergi mükellefiyeti terk işleminin tesis tarihinden itibaren en geç iki ay içinde Kuruma bildirilir. Vergi terk işlemlerinin iki aydan önce tekemmül ettirilmesi halinde işlemlerin tekemmül ettirildiği tarihten itibaren en geç 10 gün içerisinde Kuruma bildirilmesi zorunludur (5510 sayılı Kanun md. 9/3; S.S.İ.Y. md. 14).

2.5. Adi Komandit Şirketler

Tanım: Ticari bir işletmeyi bir ticaret unvanı altında işletmek amacıyla kurulan, şirket alacaklılarına karşı ortaklardan bir veya birkaçının sorumluluğu sınırlandırılmamış ve diğer ortak veya ortakların sorumluluğu belirli bir sermaye ile sınırlandırılmış olan şirket komandit şirkettir. Sorumluluğu sınırlı olmayan ortaklara komandite, sorumluluğu sınırlı olanlara komanditer denir. Komandite ortakların gerçek kişi olmaları gerekir. Tüzel kişiler ancak komanditer ortak olabilirler (6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu md. 304/1-2-3).

Ortaklarının Sosyal Güvenlik Statüleri: Adi komandit şirketlerin komandite ve komanditer ortakları Kanunun 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (3) numaralı alt bendi gereğince sigortalı sayılacaktır.

Sigortalılığın Başlangıcı ve Sosyal Güvenlik Kurumuna Bildirilmesi

a. Sigortalılığın Başlangıcı: Sigortalılık, ortakların vergi mükellefiyetinin başladığı tarihte başlayacaktır (5510 sayılı Kanun md. 7/1/b; S.S.İ.Y. md. 11).

b. Bildirim Sorumlusu: Vergi Dairesi.

c. Bildirim Süresi: 01.10.2008 tarihinden sonra vergi mükellefiyetleri başlatılan sigortalıların bildirimleri vergi dairelerince mükellefiyet işleminin tesis tarihinden itibaren en geç iki ay içinde Kuruma yapılacaktır. Vergi mükellefiyeti işlemlerinin iki aydan önce tekemmül ettirilmesi halinde mükellefiyetin tesis tarihinden (vergi mükellef bilgilerinin vergi dairesince sisteme giriş tarihi) itibaren iki ayı geçmemek üzere tekemmül tarihinden itibaren en geç 15 gün içerisinde Kuruma bildirilmesi zorunludur (5510 sayılı Kanun md. 8/3).

Sigortalılığın Sona Ermesi ve Sosyal Güvenlik Kurumuna Bildirilmesi

a. Sigortalılığın Sona Ermesi: Sigortalılık, vergi mükellefiyetinin sona ermesi ile birlikte son bulacaktır (5510 sayılı Kanun md. 9/1/b/3; S.S.İ.Y. md. 14).

b. Bildirim Sorumlusu: Vergi dairesi ve sigortalılar (Kanun ve Yönetmelikte yer alan “ve sigortalılar” ibaresine 2013/11 sayılı genelgede yer verilmemiş ve bildirim sorumlusunun Gelir İdaresi/Vergi Daireleri olduğu belirtilmiştir).

c. Bildirim Süresi: Vergi mükellefiyeti terk işleminin tesis tarihinden itibaren en geç iki ay içinde Kuruma bildirilir. Vergi terk işlemlerinin iki aydan önce tekemmül ettirilmesi halinde işlemlerin tekemmül ettirildiği tarihten itibaren en geç 10 gün içerisinde Kuruma bildirilmesi zorunludur (5510 sayılı Kanun md. 9/3; S.S.İ.Y. md. 14).

2.6. Donatma İştirakleri

Tanım: Birden çok kişinin paylı mülkiyet şeklinde malik oldukları bir gemiyi, menfaat sağlamak amacıyla aralarında yapmış oldukları sözleşme gereğince, hepsi adına ve hesabına suda kullanmaları halinde donatma iştiraki vardır (6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu md. 1064/1).

Ortaklarının Sosyal Güvenlik Statüleri: Kanunun 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (3) numaralı alt bendi gereğince donatma iştiraki ortakları sigortalı sayılacaktır.

Sigortalılığın Başlangıcı ve Sosyal Güvenlik Kurumuna Bildirilmesi

a. Sigortalılığın Başlangıcı: Sigortalılık, ortakların vergi mükellefiyetinin başladığı tarihte başlayacaktır (5510 sayılı Kanun md. 7/1/b; S.S.İ.Y. md. 11).

b. Bildirim Sorumlusu: Vergi Dairesi.

c. Bildirim Süresi: 01.10.2008 tarihinden sonra vergi mükellefiyetleri başlatılan sigortalıların bildirimleri vergi dairelerince mükellefiyet işleminin tesis tarihinden itibaren en geç iki ay içinde Kuruma yapılacaktır. Vergi mükellefiyeti işlemlerinin iki aydan önce tekemmül ettirilmesi halinde mükellefiyetin tesis tarihinden (vergi mükellef bilgilerinin vergi dairesince sisteme giriş tarihi) itibaren iki ayı geçmemek üzere tekemmül tarihinden itibaren en geç 15 gün içerisinde Kuruma bildirilmesi zorunludur (5510 sayılı Kanun md. 8/3).

Sigortalılığın Sona Ermesi ve Sosyal Güvenlik Kurumuna Bildirilmesi

a. Sigortalılığın Sona Ermesi: Sigortalılık, vergi mükellefiyetinin sona ermesi ile birlikte sona erecektir (5510 sayılı Kanun md. 9/1/b/3; S.S.İ.Y. md. 14).

b. Bildirim Sorumlusu: Vergi dairesi ve sigortalılar (Kanun ve Yönetmelikte yer alan “ve sigortalılar” ibaresine 2013/11 sayılı genelgede yer verilmemiş ve bildirim sorumlusunun Gelir İdaresi/Vergi Daireleri olduğu belirtilmiştir).

c. Bildirim Süresi: Vergi mükellefiyeti terk işleminin tesis tarihinden itibaren en geç iki ay içinde Kuruma bildirilir. Vergi terk işlemlerinin iki aydan önce tekemmül ettirilmesi halinde işlemlerin tekemmül ettirildiği tarihten itibaren en geç 10 gün içerisinde Kuruma bildirilmesi zorunludur (5510 sayılı Kanun md. 9/3; S.S.İ.Y. md. 14).

2.7. Adi Şirketler

Tanım: Adi ortaklık sözleşmesi, iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir. (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu md. 620).

Ortaklarının Sosyal Güvenlik Statüleri: Kanunun 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (3) numaralı alt bendi gereğince adi şirket ortakları sigortalı sayılacaktır.

Sigortalılığın Başlangıcı ve Sosyal Güvenlik Kurumuna Bildirilmesi

a. Sigortalılığın Başlangıcı: Sigortalılık, ortakların vergi mükellefiyetinin başladığı tarihte başlayacaktır.

b. Bildirim Sorumlusu: Vergi dairesi.

c. Bildirim Süresi: 01.10.2008 tarihinden sonra vergi mükellefiyetleri başlatılan sigortalıların bildirimleri vergi dairelerince mükellefiyet işleminin tesis tarihinden itibaren en geç iki ay içinde Kuruma yapılacaktır. Vergi mükellefiyeti işlemlerinin iki aydan önce tekemmül ettirilmesi halinde mükellefiyetin tesis tarihinden (vergi mükellef bilgilerinin vergi dairesince sisteme giriş tarihi) itibaren iki ayı geçmemek üzere tekemmül tarihinden itibaren en geç 15 gün içerisinde Kuruma bildirilmesi zorunludur.

Sigortalılığın Sona Ermesi ve Sosyal Güvenlik Kurumuna Bildirilmesi

a. Sigortalılığın Sona Ermesi: Sigortalılık, vergi mükellefiyetinin sona ermesi ile birlikte sona erecektir.

b. Bildirim Sorumlusu: Gelir İdaresi/Vergi Daireleri.

c. Bildirim Süresi: Vergi mükellefiyeti terk işleminin tesis tarihinden itibaren en geç iki ay içinde Kuruma bildirilir. Vergi terk işlemlerinin iki aydan önce tekemmül ettirilmesi halinde işlemlerin tekemmül ettirildiği tarihten itibaren en geç 10 gün içerisinde Kuruma bildirilmesi zorunludur.

3. Sigortalılığı Sona Erdiren Diğer Durumlar

3.1. İflasın Açılmasına Mahkemece Karar Verilmesi

İflasın açılmasına mahkemece karar verilen şirket ortaklarının sigortalılıkları, sigortalının talebi halinde mahkemenin karar tarihinde, sigortalının talebinin olmaması halinde ise mahkemece iflasın kapatılmasına karar verildiği tarihte sona erecek, bu tarih sigortalılar ve şirket yetkililerince, on gün içinde işten ayrılış bildirgesiyle Kuruma bildirilecektir. Ancak iflasın kapatılmasına mahkemece karar verildikten sonra sigortalılarca verilecek taleplerde sigortalılığın sonlandırılma tarihi mahkeme karar tarihinden geriye gitmeyecektir (5510 sayılı Kanun md. 9/1/b/3; S.S.İ.Y. md. 14; 2013/11 sayılı Genelge s. 59).

3.2. Tasfiyenin Açılmasına Mahkemece Karar Verilmesi

Tasfiyenin açılmasına mahkemece karar verilen şirket ortaklarının sigortalılıkları, sigortalının talebi halinde mahkemenin karar tarihinde, sigortalının talebinin olmaması halinde ise tasfiye kurulu kararının ticaret sicil memurluğunca tescil edildiği tarihte sona erecek, bu tarih ticaret sicil memurluğunca ve sigortalılarca en geç on gün içinde işten ayrılış bildirgesiyle Kuruma bildirilecektir. Ancak tasfiyenin kapatılmasına mahkemece karar verildikten sonra sigortalılarca verilecek taleplerde sigortalılığın sonlandırılma tarihi mahkeme karar tarihinden geriye gitmeyecektir (5510 sayılı Kanun md. 9/1/b/3; S.S.İ.Y. md. 14; 2013/11 sayılı Genelge s. 60).

3.3. Şirketin Tasfiyesine Ortaklar Kurulu Tarafından Karar Verilmesi

Şirketin tasfiyesine ortaklar kurulu tarafından karar verilmesi durumunda, şirket ortaklarının sigortalılıkları; talebi halinde tasfiyenin başlanmasına karar verildiği tarihte, sigortalının talebinin olmaması halinde ise tasfiyenin sonuçlandığına ilişkin tasfiye kurulu kararının ticaret sicil memurluğuna tescil edildiği tarihte sona erecektir. Bu tarihler sigortalılarca ve ticaret sicil memurluklarınca en geç on gün içinde işten ayrılış bildirgesiyle Kuruma bildirilecektir. Ancak tasfiyenin kapatılmasına tasfiye kurulunca karar verildikten sonra sigortalılarca verilecek taleplerde sigortalılığın sonlandırılma tarihi tasfiye kurulu kararının ticaret sicil memurluğuna tescil edildiği tarihten geriye gitmeyecektir (5510 sayılı Kanun md. 9/1/b/3; S.S.İ.Y. md. 14; 2013/11 sayılı Genelge s. 60).

3.4. Münfesih Duruma Düşen Şirketler

Münfesih duruma düşen şirketlerin ortaklarının sigortalılıkları, sigortalının talebi halinde şirketin münfesih duruma düştüğü tarih itibariyle sona erecek, bu tarih sigortalılarca sigortalının talebinin olmaması halinde münfesih duruma düşen şirketin tasfiyesinin sonuçlandığına dair tasfiye kurulu kararının ticaret sicil memurluğuna tescil edildiği tarihte sona erecek, bu tarih sigortalılarca ve ticaret sicil memurluklarınca, en geç on gün içinde işten ayrılış bildirgesiyle Kuruma bildirilecektir (5510 sayılı Kanun md. 9/1/b/3; S.S.İ.Y. md. 14; 2013/11 sayılı Genelge s. 60).

3.5. İflas ve Tasfiye Durumu İle Münfesih Duruma Düşen Şirket Ortaklarının Md. 4/1/a Bendi (SSK’lı) Kapsamında Çalışmaya Başlayanlar

Mahkeme kararı ile iflasın, tasfiyenin açılmasına, ortaklar kurulu kararı ile tasfiyenin başlamasına veya münfesih duruma düşmesine karar verilen şirketlerin ortaklarından hizmet akdi ile çalışmaya başlayanların sigortalılıkları, çalışmaya başladıkları tarihten bir gün öncesinden itibaren sona erer (5510 sayılı Kanun md. 9/1/b/8; S.S.İ.Y. md. 14; 2013/11 sayılı Genelge s. 61).

3.6. Sigortalılık Statülerinin Çakışması İle Sigortalılığın Sona Ermesi (SSK Statüsünün Bağ-Kur Statüsünü kesmesi)

01.03.2011 tarihinden itibaren sigortalıların Kanunun 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının a (SSK) ve b (Bağ-Kur) bentlerinde yer alan sigortalılık statülerine tabi olacak şekilde çalışmaları halinde, a bendi kapsamındaki sigortalılık geçerli sayılacak, b bendi kapsamındaki sigortalılık a bendine tabi çalışmanın başladığı tarihten bir gün önce sona erdirilecektir (5510 sayılı Kanun md. 53). Örneğin; A Ltd. Şti.’nin ortağı statüsü ile Kanunun md. 4/1/b bendi (Bağ-Kur) kapsamında sigortalı olan bir kişi, 01.12.2013 tarihinde, ortağı olmadığı B Ltd. Şti.’nde bir hizmet akdi ile Kanunun md. 4/1/a bendi (SSK’lı) kapsamında çalışmaya başlarsa A Ltd. Şti. ortaklığından doğan md. 4/1/b (Bağ-Kur) bendi sigortalılığı 30.11.2013 tarihinde son bulur ve kişi B Ltd. Şti.’ndeki çalışmasından dolayı md. 4/1/a bendi (SSK’lı) kapsamında 01.12.2013 tarihinden itibaren sigortalı sayılır.    

4. İşe Giriş/İşten Ayrılış Bildirimlerine Aykırılığın Yaptırımı: İdari Para Cezası Uygulanması

5510 sayılı Kanunun, idari para cezalarını düzenleyen 102. maddesinin 1. fıkrasının g bendinde; “8’inci maddesinin üçüncü fıkrasında (işe giriş bildirgesi), 9’uncu maddesinin birinci fıkrasının b bendinde belirtilenler için aynı maddenin üçüncü fıkrasında (sona erme bildirimi)… belirtilen yükümlülükleri yerine getirmeyen kurum ve kuruluşlar ile tüzel kişilere, aylık asgari ücret tutarında idari para cezası uygulanır” denmiştir. Belirtmek gerekir ki işe giriş bildiriminin yapılması konusunda; Kanun, Yönetmelik ve Genelge hükümleri açısından doğal bir paralellik söz konusu olduğu halde işten ayrılma bildirimi konusunda Kanun ve Yönetmelik hükmü ile Genelge hükmü tam olarak örtüşmemektedir ve bu da işten ayrılma bildirimine bağlı idari para cezasının uygulaması noktasında tereddüte düşülmesine yol açmaktadır. Şöyle ki; Kanun ve Yönetmelik, işten ayrılma bildirimi konusunda ilgili kurum ile sigortalıyı ortaklaşa sorumlu tutmuş ve her ikisini de bildirim yapmaya mecbur kılmışken, Genelge, tek bir bildirimi yeterli görmüş ve kimin yaptığına bakmadan ilgili kurumun ya da sigortalının bildirimde bulunması gerektiğini belirtmiştir (sermaye şirketlerinde durum böyleyken, şahıs şirketlerinde sigortalılar hiç sorumlu tutulmamıştır). Esas olan sigortalılık statüsünün sona erdiğinin Kuruma bildirilmesidir ve Kuruma aynı konuda birden fazla bildirimin yapılmasının istenmesi isabetli değildir. Ayrıca işe giriş bildiriminin yapılması konusunda sorumlu tutulmayan sigortalının, ayrılış bildirimi noktasında da sorumlu tutulmaması ve sigortalılara, yükümlülüğe aykırılık nedeni ile idari para cezası uygulanmamasının isabetli olacağı kanısındayız.

5. Kurumca Sigortalılığın Başladığının Yazılı Olarak Bildirilmesi

Kurum, bildirimlerden itibaren bir ay içinde tescili yapılan kişilere, sigortalılık hak ve yükümlülüklerinin başladığını bildirir (5510 sayılı Kanun md. 8/3; S.S.İ.Y. md. 11).

6. Şirket Ortaklarının Ortağı/Sahibi Oldukları Şirketlerden Kanunun Md. 4/1/a Bendi (SSK’lı) Kapsamında Bildirilememesi (Kendi Şirketinden SSK’lı Bildirilme Yasağı)

5510 sayılı Kanun md. 53/2 hükmü gereğince: 4’üncü maddenin birinci fıkrasının b bendi (Bağ-Kur) kapsamında sayılanlar, kendilerine ait veya ortak oldukları işyerlerinden dolayı, 4’üncü maddenin birinci fıkrasının a bendi (SSK’lı) kapsamında sigortalı bildirilemezler. Ancak 01.10.2008 tarihinden önce kendilerine ait veya ortak oldukları işyerlerinde ortaklıklarının başladığı tarihte veya öncesinde, Kanunun 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının a bendi (SSK’lı) kapsamında sigortalı olanlardan, 01.10.2008 tarihinden sonra da bu çalışmaları devam edenlerin, bu Kanunun 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının a bendine (SSK) tabi prim ödemesi olanların sigortalılıkları kesintiye uğrayıncaya kadar devam ettirilir (2013/11 sayılı Genelge).

Düzenlemenin; 01.10.2008 öncesi için bir çeşit “af” niteliğinde olduğu kabul edilebilir. Ancak buradaki “kesintiye uğrama” durumu açıklığa kavuşturulmalıdır. Uygulamada nakil kodlu çıkış işlemleri kesinti olarak kabul edilmemelidir (halihazırda kesinti kabul edilmekte). Zira aynı işverene ait farklı bir sicil numarasına geçişin, özü itibari ile “iş akdinin son bulması” olarak nitelenmesi uygun düşmez. Her ne kadar şirket ortağının, kendi şirketinden “hizmet akdi ile iş gören” olarak (md. 4/1/a bendi) sigortalı bildirilmesi hukuken tartışılır olsa da ve ayrıca buradaki niyetin, şirket ortağının md. 4/1/b bendine göre çok daha avantajlı olan md. 4/1/a bendine tabi kılınması olsa da mademki 01.10.2008 öncesi için bir nevi af uygulamasına gidilmiştir hukuki zorlama ile bu hak şirket ortaklarının elinden alınmamalıdır.

Örnek-1-; 01.01.2007 tarihinde bir limited şirket bünyesinde, Kanunun md. 4/1/a bendi (SSK’lı) kapsamında hizmet akdi ile çalışan bir kişi, 01.01.2008 tarihinde çalıştığı şirkete ortak olmuş ve fakat md. 4/1/a bendi (SSK’lı) statüsündeki bildirimleri de devam ettirilmiştir. 01.10.2008 tarihinde 5510 sayılı Kanunun 53/2. madde hükmü (ortağı olduğu şirketten SSK’lı bildirilme yasağı) yürürlüğe girmiş olsa da bu kişinin md. 4/1/a bendi (SSK) kapsamındaki statüsü kesintiye uğramaksızın devam ettiği sürece kişi şirket ortağı statüsü sebebi ile md. 4/1/b bendi (Bağ-Kur) kapsamına alınmayacaktır.  

Örnek-2-; 01.01.2009 tarihinde bir limited şirket bünyesinde, Kanunun md. 4/1/a bendi (SSK’lı) kapsamında hizmet akdi ile çalışan bir kişi, 01.01.2010 tarihinde çalıştığı şirkete ortak olursa bu kişinin md. 4/1/a bendi (SSK) kapsamındaki sigortalılığı 31.12.2009 tarihinde son bulacak ve 01.01.2010 tarihinden itibaren şirket ortağı statüsü ile md. 4/1/b bendi (Bağ-Kur) kapsamında sigortalı olacaktır.

7. Şirket Ortaklarının Askerlik Hizmetleri Süresince Sosyal Güvenlik Statüleri

Askerlik hizmetlerini er ve erbaş olarak yapmakta olanlar ile yedek subay okulu öğrencilerinin bu kapsamda geçirdikleri süreler içinde aynı zamanda da md. 4/1/b bendi (Bağ-Kur) kapsamında zorunlu sigortalı olmalarını gerektirecek bir faaliyette bulunmaları halinde 01.10.2008 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere bu kapsamandaki süreler Kanunun 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının b bendi (Bağ-Kur) kapsamında sigortalılık süresi olarak değerlendirilecektir (S.S.İ.Y. md. 10/1/ç; 2013/11 sayılı Genelge s. 65). Yani; şirket ortakları askerlik hizmetlerini yaptıkları süre boyunca, eğer şirket ortaklıkları devam ederse sosyal güvenlikleri kesintiye uğramaz (Bilindiği gibi bu istisna md. 4/1/b bendi (Bağ-Kur) kapsamında sigortalı olanlar içindir ve diğer sigortalılar askerlik yaptıkları sürelerde sigortalı sayılmazlar).

8. Çift Sigortalılık Hakkı (Aynı Anda Hem SSK’lı ve Hem de Bağ-Kur’lu Olma)

Kanunun md. 53/1 hükmünde; “… Ancak, sigortalılık hallerinin çakışması nedeniyle Kanunun 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının a (SSK’lı) bendi kapsamındaki sigortalılığı esas alınanlar, yazılı talepte bulunmak ve Kanunun 82’nci maddesine göre belirlenen prime esas kazanç alt sınırı ve üst sınırına ilişkin hükümler saklı olmak kaydıyla, esas alınmayan sigortalılık statüsü kapsamında talep tarihinden itibaren prim ödeyebilirler. Bu şekilde ödenen primler; iş kazası ve meslek hastalığı sigortasından sağlanan haklar yönünden, Kanunun 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının b (Bağ-Kur) bendi kapsamında sigortalılık statüsünde, kısa vadeli sigorta kollarından sağlanan diğer yardımlar ile uzun vadeli sigorta kollarından sağlanan yardımlar yönünden ise Kanunun 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının a (SSK’lı) bendi kapsamında sigortalılık statüsünde değerlendirilir. Bu fıkra hükümlerine göre ödeme talebinde bulunulduğu halde ait olduğu ayı izleyen ayın sonuna kadar ödenmeyen primlerin ödenme hakkı düşer” denmiştir.


Örneğin; A Ltd. Şti.’nin ortağı statüsü ile Kanunun md. 4/1/b bendi (Bağ-Kur) kapsamında sigortalı olan bir kişi, 01.12.2013 tarihinde, ortağı olmadığı B Ltd. Şti.’nde bir hizmet akdi ile Kanunun md. 4/1/a bendi (SSK’lı) kapsamında çalışmaya başlarsa A Ltd. Şti. ortaklığından doğan md. 4/1/b (Bağ-Kur) bendi sigortalılığı 30.11.2013 tarihinde son bulur ve kişi B Ltd. Şti.’ndeki çalışmasından dolayı md. 4/1/a bendi (SSK’lı) kapsamında 01.12.2013 tarihinden itibaren sigortalı sayılır. Ancak bu kişi SGK’ya yazılı başvuru yaparak A Ltd. Şti. ortaklığından kaynaklanan md. 4/1/b bendi (Bağ-Kur) sigortalılığının da devam etmesini talep edebilir. Bu durumda kişi, 01.12.2013 tarihinden itibaren hem md. 4/1/a bendi ve hem de md. 4/1/b bendi kapsamında aynı anda çift sigortalı olabilir. 

14 Kasım 2013 Perşembe

Risk Değerlendirme Raporunun Yenilenmesi

Resmi Gazete Tarihi: 29.12.2012 Resmi Gazete Sayısı: 28512




İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ RİSK DEĞERLENDİRMESİ YÖNETMELİĞİ



Risk değerlendirmesinin yenilenmesi

MADDE 12 – (1) Yapılmış olan risk değerlendirmesi; tehlike sınıfına göre çok tehlikeli, tehlikeli ve az tehlikeli işyerlerinde sırasıyla en geç iki, dört ve altı yılda bir yenilenir.

(2) Aşağıda belirtilen durumlarda ortaya çıkabilecek yeni risklerin, işyerinin tamamını veya bir bölümünü etkiliyor olması göz önünde bulundurularak risk değerlendirmesi tamamen veya kısmen yenilenir.

a) İşyerinin taşınması veya binalarda değişiklik yapılması.

b) İşyerinde uygulanan teknoloji, kullanılan madde ve ekipmanlarda değişiklikler meydana gelmesi.

c) Üretim yönteminde değişiklikler olması.

ç) İş kazası, meslek hastalığı veya ramak kala olay meydana gelmesi.

d) Çalışma ortamına ait sınır değerlere ilişkin bir mevzuat değişikliği olması.

e) Çalışma ortamı ölçümü ve sağlık gözetim sonuçlarına göre gerekli görülmesi.

f) İşyeri dışından kaynaklanan ve işyerini etkileyebilecek yeni bir tehlikenin ortaya çıkması.



31 Ekim 2013 Perşembe

Serbest Meslekte 2.taşıt giderleri

Kazanç Tespitinde ‘Taşıt Sıkıntısı’ / Yahya Arıkan (31.10.2013)

Belli bir işyerine ve işverene bağlı olmaksızın mesleki ve ticari bilgisiyle faaliyet gösterenler serbest meslek erbabı sayılır ve kazanç üzerinden gelir vergisi öderler. Serbest çalışan...

Belli bir işyerine ve işverene bağlı olmaksızın mesleki ve ticari bilgisiyle faaliyet gösterenler serbest meslek erbabı sayılır ve kazanç üzerinden gelir vergisi öderler. Serbest çalışan, diş hekimi, avukat, mali müşavir ve benzerleri hep bu kapsamdadır.Gelir Vergisi Kanunu’nun “Mesleki Giderler” başlıklı 68. Maddesi’nin 4 numaralı bendinde, “mesleki faaliyette kullanılan tesisat, demirbaş eşya ve envantere dahil taşıtlar için Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre ayrılan amortismanların”, aynı fıkranın 5 numaralı bendinde ise; “kiralanan veya envantere dahil olan ve işte kullanılan taşıtların giderlerinin” serbest meslek kazancının tespitinde hasılattan indirileceği açık olarak belirtilir.

Dikkat edileceği üzere, kanun maddesinde taşıt sayısı ile ilgili herhangi bir sınırlama bulunmuyor. Yani bir avukat, doktor veya mali müşavir envanterine dahil ettiği ve kullandığı birden fazla taşıtın da amortismanlarını, bakım onarım ile akaryakıt giderlerini kazancından indirebilir. O halde sorun ne diyeceksiniz! Sorun yine bir özelge. Ne yazık ki son dönemde kanuna aykırı olarak verilen özelgeler mükellefleri zor durumda bırakıyor.

Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından verilen ve Gelir İdaresi Başkanlığı’nın internet sitesinde yer alan 31.07.2013 tarih ve 38418978- 120[68-12/9]-831 sayılı özelge, serbest meslek erbabının kafasını karıştırmış durumda.

Anılan özelgede, serbest meslek faaliyetinin ehemmiyet ve genişliği ile mütenasip olan ve işte kullanılan envantere kayıtlı araçların giderleri ile amortismanlarının indirim konusu yapılabileceği belirtiliyor. Tek başına icra edilen serbest meslek faaliyetine ilişkin envantere kayıtlı olsa dahi ikinci bir araca ait gider ve amortismanların ise indirim konusu yapılmasının mümkün olmayacağı ifade ediliyor. Öncelikle belirtmek gerekir ki, kanuni hüküm gereği taşıt harcamalarının giderleştirilmesinin sadece iki şartı var. Birincisi, işte kullanılmak, ikincisi envantere kayıt etmek. Yani özelgede belirtildiği gibi, mesleki faaliyetin genişliği ile orantılı olma şartı kanunda yer almıyor. Ayrıca, tek başına mesleki faaliyetini ifa eden bir serbest meslek erbabı bile yanında isterse bir yardımcı personel çalıştırabilir. Bu personelin işte kullanması amacıyla ikinci bir taşıta ihtiyacı olabilir. Örneğin, bir mali müşavir, bir stajyer mali müşavir çalıştırabilir ve hizmet verdiği müşterilerine gidilmesini sağlamak amacıyla bu stajyerine bir araç tahsis etmiş olabilir. Envanterine kaydettiği bu ikinci aracın amortismanı ve her türlü giderinin kazançtan indirilmeyeceğini düşünmek mümkün değildir. Sonuç olarak verilen özelgelerin kanun hükmünü yok sayıcı ya da kanun hükmünü mükellef aleyhine yorumlayıcı nitelikte olmasından kaçınmak gerekiyor. Binlerce serbest meslek erbabını etkileyecek bu tür özelgelerden kaçınmak, verilmiş olanlarını da düzeltmek gerekiyor.



 

23 Ekim 2013 Çarşamba

Kira ödemelerine Gider Pusulası DÜZENLENEMEZ

Ozan Bingöl

Vergi Uzmanı



Kira Ödemelerinde Gider Pusulası Düzenlenmez!

Tarih: 23.10.2013

Geçtiğimiz günlerde Şükrü Kızılot hocamın gazetedeki köşesinden değindiği ve muhasebe camiasında büyük ilgi uyandıran “kira ödemelerinde gider pusulası düzenlenmesi gerektiği” hakkındaki yazısı ve Kocaeli vergi dairesinin ilgili özelgesini değerlendirmenin elzem olduğu kanısındayım.

Öncelikle Kocaeli vergi dairesinin verdiği “İşyeri kira ödemesi yapanlar, banka dekontunu ‘kira ödemesinin belgesi’ olarak, defterlerine gider yazamazlar. İşyerini kiraya verene ayrıca gider pusulası imzalatmaları gerekir” dediği 16.05.2013 tarih ve 70280967-105-89 sayılı özelgesini ele alalım. Burada belirtilen gider pusulası düzenleme zorunluluğu Vergi Usul Kanunun 234. Maddesinde şöyle belirtilmiştir, “Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenler, defter tutmak mecburiyetinde olan serbest meslek erbabı ve çiftçiler, vergiden muaf esnafa yaptırdıkları işler veya onlardan satın aldıkları emtia için gider pusulası düzenlemek zorundadırlar” denilmektedir. Vergiden muaf esnaf kavramı Gelir Vergisi Kanunu’nun 9. maddesinde tanımlanmıştır. 9. maddede sayılan hiçbir iş şahsi gayrimenkulü kiraya verme ile ilgili değildir. Kira geliri elde eden vatandaşlarımız her şekilde Gelir Vergisi Kanununun 70. Maddesinde “Gayrımenkul Sermaye İradı” elde eden mükellef olarak tanımlanmaktadır. Bu nedenle kira geliri elde eden vatandaş gelir vergisi kapsamında mükelleftir, ödeme yapacak kiracı ise ödemeyi bankadan dekontla yapabilir, ayrıca gider pusulası düzenlenmesine gerek bulunmamaktadır. Çünkü kira geliri elde eden vatandaş GVK 9. Maddeye göre vergiden muaf esnaf tanımında yer almaz.

Vergi Usul Kanunu’nun “Diğer vesikalar” başlıklı 242. maddesinde, ticari işletmelerin, kanunda özel olarak düzenlenenler “dışında kalan ve bir hüküm ifade eden veya icabında bir hakkın ispatına delil olarak kullanılabilen mukavelename, taahhütname, kefaletname, mahkeme ilamları gibi hukuki vesikalarla ihbarname, karar örnekleri, vergi makbuzları gibi vergi evrakını bir dosyada muhafaza etmeye mecbur” oldukları belirtilmiştir. Şöyle ki yine VUK madde 134 gereğince yapılan bir inceleme işleminde Vergi yönetiminin delil kabul ettiği en önemli belgelerden birisi banka dekontlarıdır. Ayrıca KDV 84 seri nolu genel tebliğe de atıfta bulunacak olursak “Bankalar Kanunu hükümlerine göre faaliyette bulunan bankalar veya özel finans kurumlarınca düzenlenmiş döviz alım belgesi aslı veya ilgili banka veya özel finans kurumu şubesince onaylanmış örneği” aranmaktadır.

Yukarıda yaptığımız açıklamalar ve verdiğimiz örnekler doğrultusunda banka dekontlarının tevsik edici bir belge niteliğinde olduğu açık ve net görülmektedir. İlgili özelgenin en kısa sürede düzeltilmesi ve kamuoyunda bu tür karışıklıklara ve ihtilaflara sebebiyet verilmemesi gerekmektedir.

Kaynak: www.MuhasebeTR.com

21 Ekim 2013 Pazartesi

İŞSİZLİK SİGORTASI İŞLEMLERİNDE SGK FESİH NEDENLERİ




 SGK FESİH KODU SGK FESİH NEDENLERİ İŞKUR FESİH NEDENİ (SİSTEMDEKİ KARŞILIĞI) DEĞERLENDİRME


01 Deneme süreli iş sözleşmesinin işverence feshi Kapsam Dışı Fesih Hak Kazanmaz

02 Deneme süreli iş sözleşmesinin işçi tarafından feshi Kapsam Dışı Fesih Hak Kazanmaz

03 Belirsiz süreli iş sözleşmesinin işçi tarafından feshi (istifa) İstifa Hak Kazanmaz

04 Belirsiz süreli iş sözleşmesinin işveren tarafından haklı sebep bildirilmeden feshi 4447/a Kazanır

05 Belirli süreli iş sözleşmesinin sona ermesi 4447/d Kazanır

08 Emeklilik (yaşlılık) veya toptan ödeme nedeniyle Kapsam Dışı Fesih Hak Kazanmaz

09 Malulen emeklilik nedeniyle Kapsam Dışı Fesih Hak Kazanmaz

10 Ölüm Kapsam Dışı Fesih Hak Kazanmaz

11 İş kazası sonucu ölüm Kapsam Dışı Fesih Hak Kazanmaz

12 Askerlik Askerlik Kazanır

13 Kadın işçinin evlenmesi Kapsam Dışı Fesih Hak Kazanmaz

14 Emeklilik için yaş dışında diğer şartların tamamlanması Kapsam Dışı Fesih Hak Kazanmaz

15 Toplu işçi çıkarma 4447/a Kazanır

16 Sözleşme sona ermeden sigortalının aynı işverene ait diğer işyerine nakli Kapsam Dışı Fesih Hak Kazanmaz

17 İşyerinin kapanması 4447/e Kazanır

18 İşin sona ermesi 4447/e Kazanır

19 Mevsim bitimi (İş akdinin askıya alınması halinde kullanılır. Tekrar başlatılmayacaksa "4" nolu kod kullanılır) Kapsam Dışı Fesih Hak Kazanmaz

20 Kampanya bitimi (İş akdinin askıya alınması halinde kullanılır. Tekrar başlatılmayacaksa "4" nolu kod kullanılır) Kapsam Dışı Fesih Hak Kazanmaz

21 Statü değişikliği Kapsam Dışı Fesih Hak Kazanmaz

22 Diğer nedenler Kapsam Dışı Fesih Hak Kazanmaz

23 İşçi tarafından zorunlu nedenle fesih 4447/b Kazanır

24 İşçi tarafından sağlık nedeniyle fesih 4447/b Kazanır

25 İşçi tarafından işverenin ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı davranışı nedeni ile fesih 4447/b Kazanır

26 Disiplin kurulu kararı ile fesih İşçinin Kusuru Hak Kazanmaz

27 İşveren tarafından zorunlu nedenlerle ve tutukluluk nedeniyle fesih 4447/c Kazanır

28 İşveren tarafından sağlık nedeni ile fesih 4447/c Kazanır

29 İşveren tarafından işçinin ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı davranışı nedeni ile fesih İşçinin Kusuru Hak Kazanmaz

30 Vize süresinin bitimi ( İş akdinin askıya alınması halinde kullanılır. Tekrar başlatılmayacaksa "4" nolu kod kullanılır) Kapsam Dışı Fesih Hak Kazanmaz

31 Borçlar Kanunu, Sendikalar Kanunu, Grev ve Lokavt Kanunu kapsamında kendi istek ve kusuru dışında fesih 4447/g Kazanır

32 4046 sayılı Kanunun 21. maddesine göre özelleştirme nedeni ile fesih 4447/f Kazanır

33 Gazeteci tarafından sözleşmenin feshi 4447/b Kazanır

34 İşyerinin devri, işin veya işyerinin niteliğinin değişmesi nedeniyle fesih 4447/e Kazanır



iade hakkı doğuran işlemler UYGULAMASI 01.11.2013

10 Ekim 2013 Tarihli Resmi Gazete

Sayı: 28791



Maliye Bakanlığından:

VERGİ USUL KANUNU GENEL TEBLİĞİ (SIRA NO:429)

1. Giriş ve Kapsam

Vergi kanunları gereği iade hakkı doğuran işlemler nedeniyle nakden veya mahsuben talep edilecek iadelerin başvurularına ilişkin olarak 10/1/1961 tarihli ve 10703 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 120 nci maddesi ve diğer vergi kanunlarının Bakanlığımıza verdiği yetkiye istinaden aşağıdaki düzenlemeler yapılmıştır.



2. İade Talep Dilekçelerinin Standart Hale Getirilmesine İlişkin Esaslar



Bu Tebliğin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren, iade hakkı doğuran işlemler nedeniyle nakden veya mahsuben yapılacak iade talepleri, Başkanlığımız internet vergi dairesi üzerinden elektronik ortamda, bu Tebliğ ekindeki standart dilekçeler kullanılmak suretiyle yapılır.



İade talep dilekçeleri, internet vergi dairesi şifresi kullanılmak suretiyle mükellefler veya mükelleflerce yetkilendirilecek 1/6/1989 tarihli ve 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanununa göre yetki almış bir meslek mensubu (serbest muhasebeci, serbest muhasebeci mali müşavir veya yeminli mali müşavir) vasıtası ile elektronik ortamda gönderilebilir.



Yetkilendirme olması durumunda, meslek mensubunun kimlik bilgileri (adı soyadı, T.C. kimlik numarası, vergi dairesi, adresi, telefon numarası, ortaklık veya şirket olması halinde ortaklığın veya şirketin adı veya unvanı, meslek unvanıve ruhsat numarası) ile bağlı olduğu meslek odasının adını da içeren bir dilekçenin mükellef tarafından bağlı olunan vergi dairesine verilmesi gerekmektedir.



Öte yandan, mükellefler tarafından meslek mensuplarına verilen yetkinin iptal edilmek istenmesi halinde, mükellefçe bu husus bağlı olunan vergi dairesine bir dilekçe ile bildirilir.



Mükellefler aynı standart dilekçe ile hem mahsuben hem de nakden iade talebinde bulunabilirler. Bu durumda mahsuben iadesi talep edilen tutar için mahsuben iadenin şartları, nakden iadesi talep edilen tutar için nakden iadenin şartları aranır.



Dilekçelere eklenmesi gereken belgeler elektronik olarak eklenir. Elektronik olarak verilmesi mümkün olmayanlar ise vergi dairesine evrak kayıt numarası/iade dosya numarası belirtilmek suretiyle teslim edilir.



İade taleplerini elektronik olarak yapmak zorunda olan mükelleflerin iade taleplerini elektronik olarak yapmamaları durumunda iade talepleri dikkate alınmayacaktır.



Bu Tebliğe ekli (6) numaralı iade talep dilekçesi ile yapılacak iade taleplerinin ilgili vergi dairesine yazılı olarak başvurulmak suretiyle veya elektronik olarak yapılması mümkündür. Dolayısıyla, (6) numaralı talep dilekçesine konu iade taleplerinin elektronik ortamda verilmesi ihtiyaridir.



Verilmesi gereken beyannamelerden hiçbirini elektronik ortamda verme zorunluluğu bulunmayan mükellefler, iade taleplerini elektronik ortamda yapabilecekleri gibi, standart iade talep dilekçelerini kullanarak vergi dairesine de başvurabilirler.



Gelir İdaresi Başkanlığınca elektronik ortamda alınması uygun görülen belgeler ayrıca kâğıt ortamında vergi dairesine verilmez.



Bu Tebliğde yer verilen başvuru şartlarına uygun olmaması nedeniyle iade talebinin dikkate alınmaması, iade hakkını ortadan kaldırmadığı gibi gerekli şartların sağlanması halinde yeniden iade talebinde bulunulmasına da engel değildir.



3. Standart İade Talep Dilekçeleri



İade talep dilekçeleri, aşağıda belirtilen adlarla, ilgili mevzuatta belirlenen esaslara uygun olarak standart formlar halinde düzenlenmiştir.



Buna göre;



a. Kesinti yoluyla ödenen vergilerden doğan gelir veya kurumlar vergisinin nakden veya mahsuben iadesine ilişkin talepler için Gelir/Kurumlar Vergisi İade Talep Dilekçesi (1A),



b. Geçici vergiden doğan gelir veya kurumlar vergisinin nakden veya mahsuben iadesine ilişkin talepler için Gelir/Kurumlar Vergisi İade Talep Dilekçesi (1B),



c. Fazla veya yersiz olarak ödenen gelir/kurumlar vergisinin nakden veya mahsuben iadesine ilişkin talepler için Gelir/Kurumlar Vergisi İade Talep Dilekçesi (1C),



ç. İhracat istisnası nedeniyle doğan katma değer vergisinin nakden veya mahsuben iadesine ilişkin talepler için Katma Değer Vergisi İade Talep Dilekçesi (2A),



d. İhracat istisnası dışındaki tam istisnalar nedeniyle doğan katma değer vergisinin nakden veya mahsuben iadesine ilişkin talepler için Katma Değer Vergisi İade Talep Dilekçesi (2B),



e. Kısmi tevkifat uygulamasına ilişkin katma değer vergisinin nakden veya mahsuben iadesine ilişkin talepler için Katma Değer Vergisi İade Talep Dilekçesi (2C),



f. İndirimli orana tabi işlemlerden kaynaklanan katma değer vergisinin nakden veya mahsuben iadesine ilişkin talepler için Katma Değer Vergisi İade Talep Dilekçesi (2D),



g. Katma değer vergisi beyannamesinden bağımsız olarak yapılacak katma değer vergisinin nakden veya mahsuben iadesine ilişkin talepler için Katma Değer Vergisi İade Talep Dilekçesi (2E),



ğ. Fazla veya yersiz ödenen katma değer vergisinin nakden veya mahsuben iadesine ilişkin talepler için Katma Değer Vergisi İade Talep Dilekçesi (2F),



h. İhracat istisnasından ve indirimli ÖTV uygulamalarından doğan özel tüketim vergisinin nakden veya mahsuben iadesine ilişkin talepler için Özel Tüketim Vergisi İade Talep Dilekçesi (3A),



ı. Fazla veya yersiz ödenen özel tüketim vergisi ile bazı uluslararası anlaşmalar kapsamındaki alımlara ilişkin özel tüketim vergisinin nakden veya mahsuben iadesine ilişkin talepler için Özel Tüketim Vergisi İade Talep Dilekçesi (3B),



i. Özel iletişim vergisi beyannamesine bağlı olarak yapılacak özel iletişim vergisinin nakden veya mahsuben iadesine ilişkin talepler için Özel İletişim Vergisi İade Talep Dilekçesi (4A),



j. Özel iletişim vergisi beyannamesinden bağımsız olarak yapılacak özel iletişim vergisinin nakden veya mahsuben iadesine ilişkin talepler için Özel İletişim Vergisi İade Talep Dilekçesi (4B),



k. Avrupa Birliği mali yardımları kapsamındaki vergilerle ilgili nakden veya mahsuben iadeye ilişkin talepler için Avrupa Birliği Mali Yardımları Kapsamındaki Vergilerle İlgili İade Talep Dilekçesi (5),



l. Diğer iade talepleri için Diğer İadelere İlişkin Talep Dilekçesi (6)



kullanılacaktır.



4. İade Talebinin Değiştirilmesi veya Talepten Vazgeçilmesi



Mahsuben ve/veya nakden iade talebi, muhasebe işlem fişinin düzenlenmesinden önce verilecek yeni bir dilekçe ile değiştirilebilir veya iade talebinden vazgeçilebilir.



Değişiklik veya vazgeçme taleplerinin Tebliğ ekinde yer alan “İade Talebinin Değiştirilmesine/İade Talebinden Vazgeçilmesine İlişkin Dilekçe (7)” ile yapılması gerekmektedir.



Üçüncü şahısların borçlarına yönelik mahsup taleplerinin değiştirilebilmesi için üçüncü şahısların bu husustaki muvafakatlarının alınması ve bunu gösteren belgenin (noter tasdikli) dilekçe ekinde vergi dairesine ibraz edilmesi şarttır.



5. Diğer Hususlar



5.1. Bu Tebliğle iade taleplerinde kullanılması öngörülen standart iade talep dilekçeleri muhteviyatında değişiklik yapmaya Gelir İdaresi Başkanlığı yetkili olup, güncel standart iade talep dilekçelerine Başkanlık internet sitesinden ulaşılabilecektir.



5.2. Elektronik ortamda iade talebinde bulunmak zorunda olmayan mükellefler, iade talep dilekçelerini ve eklerini, ilgili vergi dairesine elden verebilecekleri gibi posta ile de gönderebilirler. Taahhütlü posta veya APS ile gönderilen dilekçe ve eklerinde postaya verildiği tarih, adi posta ile gönderilen dilekçe ve eklerinde ise vergi dairesi kayıtlarına giriş tarihi esas alınır.



5.3. 21/6/2006 tarihli ve 26205 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 13/6/2006 tarihli ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde sayılan fonların ve yatırım ortaklıklarının, 3/4/2007 tarihli ve 26482 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 1 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin (34.6) bölümünde yapılan açıklamalar çerçevesinde doğan iade talepleri “Gelir/Kurumlar Vergisi İade Talep Dilekçesi (1A)” ile yapılır.

6. Yürürlük

Bu Tebliğ yayımı tarihini izleyen ayın başında yürürlüğe girer.

Tebliğ olunur.



Tebliğin Ekleri