21 Mayıs 2010 Cuma

İşyeri Bildirgesi İle Birlikte Verilecek Belgelerde Değişiklik Var / Şevket Tezel

21.05.2010
İşverenlerin en geç sigortalı çalıştırmaya başladıkları tarihte vermeleri gereken işyeri bildirgesi verme uygulamasında 12.05.2010’da yayımlanan Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği ile birtakım değişiklikler yapıldı. Buna göre;

Daha önce genel olarak istenen yerleşim belgesi talebi daimi mahiyetteki işyerlerine münhasır olacak. İşveren vekiline ait noterden onaylı vekâletname ve imza sirküleri olarak istenen belgeler gerçek kişi işverenler yönünden kendilerinin, tüzel kişi işverenler yönünden ise tüzel kişiliği temsile yetkili kişilerin imza sirkülerinin ibrazı şeklinde bir ay içinde SGK'ya, elden verme veya posta yoluyla gönderme biçimindeki uygulamaya devam edilecek. Ancak imza sirküleri vermesi gereken kişilerin, SGK birimine bizzat başvurarak kimliklerinin tespitiyle birlikte imza beyanlarının alınmasını sağlamaları halinde ayrıca imza sirküleri verilmesine gerek olmayacak. Bu belgelere ek olarak tüzel kişilere özgü olarak hükmi şahsiyetin tescil edildiği Ticaret Sicil Gazetesi ile imza sirkülerinin; adi ortaklıklarda, noter onaylı ortaklık sözleşmesinin; ihale konusu işlerde, işin sözleşmesi veya işin üstlenildiğini gösterir idarenin yazısının; inşaat işyerlerinde, yapı ruhsatının fotokopisi, varsa arsa sahibi ile müteahhit arasındaki noter onaylı inşaat yapım sözleşmesinin verilmesi uygulamalarına devam edilecek. Fakat kapıcılık işyerlerinde, kat maliklerinin isim, adres ve Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarasını gösterir listesinin verilmesi zorunlu olmayacak.



Kaynak:
Sözcü Gazetesi

17 Mayıs 2010 Pazartesi

İstirahatlide 5 işgünü "mucit"

Ahmet AĞAR
Sosyal Güvenlik
Müşaviriagarahmet@turmob.org.tr

İSTİRAHATLI OLAN İŞÇİLERİN İŞYERİNDE ÇALIŞMADIKLARINI BİLDİRMEYEN İŞVERENLERE İDARİ PARA CEZASI GETİRİLDİ


Tarih: 17.05.2010


I- GİRİŞ:
12 Mayıs 2010 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “İstirahatli Olan Sigortalıların İşyerinde Çalışmadıklarına Dair Bildirimin İşverenlerce Sosyal Güvenlik Kurumu’na Gönderilmesine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğ” ile getirilen yeni bir hükme göre, bundan böyle hasta olup doktora giden ve istirahat (rapor) alacak olan işçilerin istirahatlı oldukları sürelerde işyerinde çalışmadıkları, işverenleri tarafından Sosyal Güvenlik Kurumu’na elektronik ortamda (internet) kanalıyla gönderilecektir.
Söz konusu tebliğe göre işverenlerce;
- 10 günden kısa süreli istirahatlarda istirahatın bittiği günü takip eden 5 iş günü içinde,
- 10 gün ve daha uzun süreli istirahatlarda ise 10’ar günlük sürelerin bittiği günü takip eden 5 iş günü içinde,
- Son 10 günlük süreden arta kalan istirahat süresinin bittiği günü takip eden 5 iş günü içinde,
Sosyal Güvenlik Kurumu’nun http://www.sgk.gov.tr/ internet adresindeki İŞVEREN menüsünden, “Çalışılmadığına Dair Bildirim İşlemleri” GİRİŞ” bölümünde yer alan bilgiler kaydedilmek suretiyle sigortalılarca hak edilen istirahat süresinin elektronik ortamda Sosyal Güvenlik Kurumuna gönderilmesi zorunludur.


II- İŞÇİLERİN İSTİRAHATLI OLDUKLARINA İLİŞKİN BİLDİRİMİN 5 İŞ GÜNÜ İÇİNDE GÖNDERİLMEMESİ HALİNDE UYGULANACAK CEZALAR :
12.05.2010 tarihinden itibaren yürürlüğe giren tebliğe göre, sigortalıların istirahat süresini takip eden 5 iş günü içinde elektronik ortamda Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirmeyen işverenlere, asgari ücretin iki katı tutarında, bu bildirimin yapılmaması halinde ise asgari ücretin beş katı tutarında idari para cezası uygulanacaktır.


III- KANUNSUZ SUÇ VE CEZA OLAMAZ, OLMAMALIDIR:
5510 Sayılı Kanunda, işçilerin istirahatlı oldukları sürelerde işyerinde çalışmadıkları günlerin işverenleri tarafından Sosyal Güvenlik Kurumu’na bildirmesi gerektiğine ilişkin herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Ayrıca, aynı Kanunun, İdari Para Cezalarını düzenleyen 102. maddesinde de böyle bir “CEZA” türü yer almamıştır. Kanunda olmamasına rağmen, tebliğ ile sigortalıların istirahat süresini takip eden 5 iş günü içinde ve hem de elektronik ortamda Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirmeyen işverenlere, asgari ücretin iki katı tutarında, bildirimin hiç yapılmaması halinde ise asgari ücretin beş katı tutarında idari para cezasının uygulanması, hukukun temel ilkesi olan “kanunsuz suç ve ceza olamaz” genel prensibine aykırı bir uygulama olduğu kanısındayım.


Öte yandan, Tebliğin dayanağı olan 5510 sayılı Kanunun 100. maddesi, Kuruma, bilgi ve belge isteme hakkı, bilgi ve belgelerin Kuruma verilme usulü ile ilgili gerekli düzenlemeler yapma yetkisi verilmiştir. Ancak tebliğe dayanak yapılan 100. maddeye göre, Kuruma verilecek söz konusu belgelerin geç verilmesinden veya hiç verilmemesinden dolayı Kuruma herhangi bir CEZA tayın ve tespit yetkisi tanınmamıştır.


Ayrıca, istirahatlı olan işçilerin resmi kuruluşlara ait sağlık tesisleri veya işyeri hekimlerince düzenlenmiş istirahat raporu, Eksik Gün Bildirim Formu (Ek- 10) ekinde Kuruma verilmesi zorunlu olduğundan, sigortalının kaç gün istirahatlı olduğu, kaç gün geçici iş göremezlik ödeneği hak ettiği zaten Kurumda mevcuttur. Hal böyle iken, yani Kuruma başka bir zorunluluk nedeniyle verilmiş olan işçinin istirahat raporunun, 10 ar günlük dilimler halinde tekrar Kuruma gönderilmesine ilişkin getirilen bu zorunluluk, muhasebeci- mali müşavirlerin gereksiz zaman israfına ve işverenlerin de astronomik cezalar ödemesine yol açacaktır.


Cezalar, meydana gelecek muhtemel bir zararı veya bir hak kaybını önlemeye matuf olarak düzenlenmeli ve bu düşünceyle getirilmelidir. Oysa ki, başka bir zorunluluk gereği SGK’ya verilmesi mecburi olan, işçinin istirahat raporunun 5 iş günü içinde ikinci bir defa gönderilmemesi durumunda hiç kimsenin bir hak kaybına uğraması söz konusu olmayacaktır.


IV- SONUÇ:
Bahse konu Tebliğ ile yapılan yeni düzenlemeye göre, 12.05.2010 tarihinden itibaren hasta olup doktora giden ve istirahat (rapor) alacak olan işçilerin istirahatlı oldukları sürelerde, işyerinde çalışmadıklarını, işverenleri tarafından istirahat süresini takip eden 5 iş günü içinde Sosyal Güvenlik Kurumu’na elektronik ortamda (internet) kanalıyla bildirmeleri ZORUNLUDUR. Bu bildirimi belirtilen süre içerisinde yapmayan işverenlere asgari ücretin iki katı, bildirimin hiç yapılmaması halinde ise asgari ücretin beş katı tutarında idari para cezası uygulanacaktır.
Sonucu önceden belli olan ve kanunda olmamasına rağmen ilgili tebliğ ile getirilen bu yeni uygulama, işverenlerin büyük cezalar ödemeye ve muhasebeden sorumlu olanlarında de çok ciddi sıkıntı çekmelerine yol açacaktır.



*******************************************************************************************************************
14.05.2010


Değerli Üyemiz,


SGK tarafından istirahatli olan sigortalıların işyerinde çalışmadıklarına dair bildirimin işverenlerce sosyal güvenlik kurumuna gönderilmesine ilişkin usul ve esaslar hakkında tebliğ 12 Mayıs 2010 tarih ve 27579 sayı ile resmi gazete de yayınlanmıştır.
Bu tebliğ yayınlandığı tarihten itibaren siz üyelerimizden yoğun telefon ve mailler almış bulunmaktayız.


Odamızın yapmış olduğu girişimlerle, İdari Para Ceza Uygulamasıyla ilgili olarak SGK yetkilileri ile yapılan görüşme sonucunda “hastaneden gelen raporlara ve belgelere bakılacağı, işverenin bildirimi yapmadığının tespit edilmesi halinde SGK’ca işverene tebliğ edileceği, bu tebligattan sonra 5 iş günü içinde bildirimin yapılmaması halinde işverene para cezası uygulanacağı" şeklinde bir genelge hazırlanması konusunda mutabakat sağlanmıştır.


Bilgilerinize sunar, çalışmalarınızda başarılar dilerim.



Saygılarımla,
Yahya ARIKAN

İSMMMO Başkanı

13 Mayıs 2010 Perşembe

İstirahatli olan işçilerinizi 5 gün içinde SGK’na elektronik ortamda bildirmeniz gerekiyor

İstirahatli olan işçilerinizi 5 gün içinde SGK’na elektronik ortamda bildirmeniz gerekiyor

Bildirimler SGK’na ne şekilde bildirilecek ?İstirahatli işçilerin geçici işgörmezlik ödeneği alabilmesi için aşağıdaki işlem sırası ile işçilerinizi kuruma bildirebilirsiniz.
Bildirimin, http://www.sgk.gov.tr internet adresinde “İŞVEREN” menüsü “Çalışılmadığına Dair Bildirim Girişi”, “Kullanıcı Şifre Ekranı”, “Çalışılmadığına Dair Bildirim İşlemleri”, “Giriş” bölümünde yer alan bilgiler kaydedilmek suretiyle sigortalılarca hak edilen istirahat süresini takip eden 5 iş günü içinde elektronik ortamda Kuruma gönderilmesi zorunludur.
Hak edilen istirahat süresi:
• On günden kısa süreli istirahatlarda istirahatın bittiği günü,
• On gün ve daha uzun süreli istirahatlarda onar günlük sürelerin bittiği ve son on günlük süreden arta kalan istirahat süresinin bittiği günü ifade eder.
Hesaplamayı nasıl yapacağız ?

Örneğin işçimiz 01.06.2010 tarihinde istirahate ayrıldı ve 13.06.2010 tarihinde istirahat süresi doluyor. Bu durumda 5 günlük süre 14.06.2010 tarihinde başlar ve 18.06.2010 tarihine kadar kuruma elektronik ortamda bilgi verilmesi gerekir.

Bildirim yapılmaması durumunda işverene ceza uygulanacak mı ?
Bildirimin gönderilmemesi veya süresi dışında gönderilmesi durumunda; bildirimi göndermeyen veya belirtilen süre dışında gönderen işverenler hakkında 5510 sayılı Kanunun 102 inci maddesinin birinci fıkrasının (i) bendine göre idari para cezası uygulanır.

2010 yılı SGK idari para cezalarını hatırlayalım (Md.102 /a –i fıkrasına ilişkin ceza tutarları)

KAMU İDARELERİ BANKALAR DÖNER SERMAYELİ KURULUŞLAR KANUNLA KURULMUŞ KURUM VE KURULUŞLAR İLE DİĞER GERÇEK VE TÜZEL KİŞİLERİN İSTENİLEN BİLGİ VE BELGELERİ VERMEMESİ DURUMUNDA UYGULANACAK İDARİ PARA CEZALARI

Kurum tarafından 5510 sayılı Kanunun 100. maddesi kapsamında istenen bilgi ve belgeleri belirlenen süre içinde mücbir sebep olmaksızın vermeyen kamu idareleri, bankalar, döner sermayeli kuruluşlar, kanunla kurulmuş kurum ve kuruluşlar ile diğer gerçek ve tüzel kişiler hakkında, aylık asgari ücretin beş katı tutarında, geç verilmesi halinde ise aylık asgari ücretin iki katı tutarında idari para cezası uygulanır.

İstenilen bilgi ve belgeleri vermeyenler asgari ücret x 5
İstenilen bilgi ve belgeleri geç verenler asgari ücret x 2

2010 ilk altı ay

Bilgi ve belge vermeyenler 3.645,00
Bilgi ve belgeyi geç verenler 1.458,00

2010 ikinci altı ay
Bilgi ve belge vermeyenler 3.802,50
Bilgi ve belgeyi geç verenler 1.521,00

Söylenecek pek fazla söz yok, SGK’da işin kolayını buldu. Prim olarak tahsil edemediği geliri ceza olarak tahsil etme çabasında.
Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda meslek mensubu arkadaşlarımızın mükelleflerini bilgilendirmeleri ve mali takvimlerine “Çalışılmadığına Dair Bildirim Girişi” ibaresini eklemelerinde fayda var.
Uygulama ne zaman yürürlüğe girdi. Uygulama 12.05.2010 tarihi itibari ile yürürlüğe girmiştir.

5 Mayıs 2010 Çarşamba

İlave İşyerleri İçin Tescile Gerek Yok

İlave İşyerleri İçin Tescile Gerek Yok


"İlgide kayıtlı dilekçenizden, Kurumlar Vergisine tabi mükelleflerin şube açılışı için vergi dairelerine başvurmaları halinde şube açılışına dair ticaret siciline tescil belgesi ve ticaret sicil gazetesinin aranılıp aranılmayacağı, şube niteliği taşımayan ilave işyerlerinde tescil belgesi ile ticaret siciline müracaatına ait belgenin aranıp aranılmayacağı, merkezi İstanbul Büyükşehir Belediyesi sınırları içinde bulunan mükelleflerin aynı sınırlar içinde açtıkları şubeler için de tescil belgesi ile ticaret siciline müracaatına ait belgenin aranılıp aranılmayacağı konusunda bilgi istenildiği anlaşılmıştır.

Konuyla ilgili olarak Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı ile yazışma yapılmış olup, alınan 10.11.2006 tarih ve 87674 sayılı yazıda;

"213 Sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 159'uncu maddesinde; "Aynı teşebbüs veya işletmeye dahil bulunan iş yerlerinin sayısında vukua gelen artış veya azalışları mükellefler vergi dairelerine bildirmeye, mecburdurlar." hükmü bulunmakta ve aynı Kanunun 168'inci maddesinde de, değişiklik bildirimlerinin bildirecek olayın vukuu tarihinden itibaren bir ay içerisinde mükellef tarafından vergi dairesine yapılacağı belirtilmektedir.

Ayrıca, anılan kanunda ticari işletmelere ait şubelerin ticaret siciline tescil edilmesine dair herhangi bir hüküm bulunmamaktadır.

Bu nedenle, mükelleflerin mükellefiyeti devam ederken bu iş nevine dahil işyeri sayısında bir artış söz konusu olduğunda, değişiklik bildirimi olarak mütalaa, edilerek bir ay içinde ilgili vergi dairesi'ne bildirilmesi ve bu bildirimi alan vergi dairesince de mükellefiyetin tesis edilmesi gerekmektedir.

Buna göre farklı vergi daireleri yetki alanı içinde ilave işyeri açılması durumu nedeniyle yeni mükellefiyet tesisinde; gerçek kişilerde konu ile ilgili yazılı bildirimin tüzel kişilerde de ilave işyeri açılması ile ilgili yönetim kurulu kararının noter tasdikli bir örneğinin vergi dairesine verilmesi yeterli görülmektedir." denilmektedir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
Alim SAYILGAN
Başkan a.
Grup Müdür V."

4 Mayıs 2010 Salı

Vergi Levhasının Fotokopisi

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı
Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü


Sayı : B.07.1.GİB.04.99.16.01/01-VUK-5/MUK-5 15.01.2010 - 1800
Konu : İş merkezleri dışında muhtelif şube perakende
satış mağazası bulunması halinde, merkez için
tasdik ettirilen levhanın fotokopi ile çoğaltılan
örneklerinin kullanılmasının uygun olup
olmadığı hk.



……………………


İlgi…………..01.2010 tarih ve ………………. sayı ile kayda alınan dilekçeniz.

İlgide kayıtlı dilekçenizde; Şirketinizin İstanbul’un ve Türkiye’nin pek çok yerinde faaliyet gösteren perakende satış mağazaları bulunduğu, söz konusu Şirketinizin şube sayısının fazla olması sebebiyle her şubeye yeni vergi levhası düzenlenmesinin ciddi güçlükler içerdiği belirtilerek ilgili Şirket merkezi için tasdik ettirilen vergi levhasının fotokopi ile çoğaltılan örneklerinin; satış noktalarınızda ve depolarınızda kullanılmasının mümkün olup olmadığı hakkında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

Bilindiği üzere, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 5’inci maddesinin 3’üncü fıkrasında; “ Gelir Vergisi mükellefleri (kazancı basit usulde tespit edilenler dahil) ile sermaye şirketleri her yıl Mayıs ayının son gününe kadar vergi tarhına esas olan kazanç tutarları ile bunlara isabet eden vergi miktarlarını gösteren levhayı merkezlerine, şubelerine, satış mağazalarına iş sahipleri ile mükellefler tarafından kolayca okunup görünecek şekilde asmak zorundadırlar…” hükmü yer almaktadır.

Konuyla ilgili olarak yayımlanan 142 Sıra Numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nin B/III bölümünde; “ Vergi levhası asmak mecburiyetinde olan mükelleflerin bu tebliğin B/II bölümündeki bilgileri ihtiva eden levhaları işyerlerinin;

a) Merkezlerinde,

b) Şubelerinde,

c) Satış mağazalarında,

………………………

iş sahipleri ile müşteriler tarafından kolayca okunup görülebilecek şekilde asacaklardır.” denilmektedir.

Yine, mezkur Kanun maddesinde bahsi geçen hususlara ilişkin olarak 143 Sıra Numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nin III. Bölümünde; “… Mükelleflerin iş merkezleri dışında muhtelif şube, satış mağazası, kat ve reyonların bulunması halinde, her biri için vergi levhasının asılmasının zorunlu olduğu, 142 Sıra Numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde açıklanmıştır. Ancak, levhaların her yıl tasdiki zorunluluğu da dikkate alındığında, çok şubeli firmalar için her levhanın ayrı ayrı tasdik ettirilmesinin yaratacağı güçlük nedeniyle merkez için tasdik ettirilen levhanın baskı suretiyle matbaada çoğaltılan örneklerinin kullanılması uygun görülmüştür.” hükmüne yer verilmiştir.

Söz konusu madde hükmünden de anlaşılacağı üzere vergi levhasının merkez, şube ve satış mağazası gibi ticari faaliyetin bizzat yürütüldüğü yerlere asılma zorunluluğu bulunmaktadır.

Diğer taraftan, aynı Kanun’un 156’ıncı maddesinde; “ Ticari, sınai, zirai ve mesleki faaliyette işyeri, mağaza, yazıhane, idarehane, muayenehane, imalathane, şube, depo, otel, kahvehane, eğlence ve spor yerleri, tarla, bağ, bahçe, çiftlik, hayvancılık tesisleri, dalyan ve voli mahalleri, madenler, taş ocakları, inşaat şantiyeleri, vapur büfeleri gibi ticari, sınai, zirai veya mesleki bir faaliyetin icrasına tahsis edilen veya bu faaliyetlerde kullanılan yerlerdir.” hükmü bulunmaktadır.

Buna göre; mükelleflerin ticari, sınai ve zirai faaliyetlerini yerine getirdikleri yerlerin işyeri özelliği taşıyabilmesi için, bu yerlerin “faaliyetin icrasına tahsis edilmesi” veya “faaliyetin icra edildiği yer” olma özelliklerini taşıması esastır.

Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalara göre, şube iş yeri, iş yeri özelliği taşıyan satış noktaları ve depolarınızda kullanılmak üzere ayrı vergi levhasının tasdik ettirilmesine gerek bulunmamakta olup; merkez için tasdik ettirilen vergi levhasının fotokopi ile çoğaltılan örneklerinin şube iş yeri, iş yeri özelliği taşıyan satış noktaları ve depolarınızda kullanılması mümkün bulunmaktadır.
Bilgi edinilmesini rica ederim.

Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı © 2010
www.bmvdb.gov.tr