7 Ocak 2011 Cuma

ŞİRKETLERDE RESEN TERK VE SONUÇLARI

İşi bırakan mükellefler işi bıraktıklarını VUK 160 maddesi gereği, vergi dairesine bildirmeye mecburdurlar denilmektedir.

İşi bırakmasına rağmen işi bırakmayı bildirmeyen mükellefler ile ilgili olarak

Yine aynı maddede
(5228 sayılı Kanunun 6'ıncı maddesiyle değişen fıkra) İşi bırakma bildiriminde bulunmayan bir mükellefin işi bıraktığının tespit edilmesi veya yapılan araştırma ve yoklamalar sonucunda bilinen adreslerinde bulunamaması ve başka bir adreste faaliyetine devam ettiğine dair bilgi edinilememesi veya başkaca bir ticarî, ziraî ve meslekî faaliyeti olmadığı halde münhasıran sahte belge düzenlemek amacıyla mükellefiyet tesis ettirdiğinin vergi incelemesine yetkili olanlarca düzenlenen rapor ile tespit edilmesi ve mükellefiyet kaydının devamına gerek görülmediğinin raporda belirtilmesi halinde, mükellef (matrahlı veya matrahsız beyanname verenler dahil) işi bırakmış addolunur ve mükellefiyet kaydı vergi dairesince terkin edilir.

Bu durum, ilgili kamu kurum ve kuruluşu ile kamu kurumu niteliğindeki meslek üst kuruluşuna da bildirilir.(**)

Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usulleri belirlemeye Maliye bakanlığı yetkili kılınmıştır. Denilerek vergi dairesine resen terk yetkisi verilmiştir. Maliye bakanlığı da yasadan gelen bu yetkisini kullanarak

2004/13 seri nolu uygulama iç genelgesi ile. Mükellefiyet kayıtları terkin edilen mükellefler hakkında nasıl işlem yapılacağı bu genelgenin F) bölümünde açıklanmıştır.

Bu İç Genelgede yer alan esaslara uygun olarak mükellefiyet kaydı terkin edilen mükelleflerden, faaliyetine başka bir adreste devam ettikleri veya yeniden faaliyete geçtikleri ya da tasfiyeye tabi tutuldukları öğrenilenlerin mükellefiyet kaydı, yeniden ihdas edilecektir
2004/13 seri nolu genelge uyarınca mükellefiyet kaydı resen terkin edilen şirketler tasfiye kararı alırlarsa mükellefiyetleri sanki hiç terkin işlemi yapılamamış gibi ilk terkin tarihinden itibaren yeniden tesis edilecektir. denilmektedir.
Bu şu anlama gelmektedir 2008 yılında resen terki yapılan bir mükellef Mart/ 2010 yılında tasfiye kararı alıp bunu tescil ettirir ise bu durumu vergi dairesine bildirerek (2008 -2009 ve 2010 yıllarına ait) tescil tarihine kadar olan bütün beyan ve bildirimleri yapacaklardı ve daha önce yapılmayan bu beyan ve bildirimler ile ilgili altından kalkılamayacak cezalara muhatap olmakta idiler.
Bu genelgenin mağduru olan mükellefler in bakanlığa başvurması üzerine bu uygulamaya son verilmiştir.
Maliye Bakanlığı, yetkisini kullanarak 17.04.2009 tarih ve 2009/3 seri nolu Uygulama iç genelgesi ni yayınlayarak genelgeye göre resen vergi kaydı terkin edilen mükelleflerin, tasfiyeye girmesi halinde mükellefiyet kayıtlarının resen terkin tarihinden itibaren değil; tasfiyeye tabi tutuldukları tarihten itibaren yeniden tesisi edileceğini, beyanname ve bildirimlerin bu tarihten itibaren verilmesinin zorunlu olacağı bildirilmiştir.
Sonuç olarak resen terk i yapılan şirketlerin tasfiye ye girmesi halinde mükellefiyet tesisi resen terk tarihinden itibaren değil 2009/3 seri nolu iç genelge uyarınca tasfiyenin başladığı tarihten itibaren yapılacaktır.
Yukarıdaki örneği bu genelgeye göre uygularsak 2008 yılına resen terki yapılan bir mükellef Mart/2010 yılında tasfiye kararı alıp bunu tescil ettirir ise tescilin yapıldığını vergi dairesine bildirerek tescilin yapıldığı tarihten itibaren vergi dairesine bildirimlerini yapacak. Mart/2010 tarihinden önceki aylarla ilgili beyan ve bildirimde bulunmayacaktır.
Şirket ortakları vergi dairesinden resen terk yapılınca şahıs firmaları gibi şirketin tamamen kapandığını düşünmektedirler
TTK kanunu gereği Şirket tasfiyeye sokulup tasfiye bitmediği sürece şirketin tüzel kişiliği devam etmektedir. Şirketin tüzel kişiliği devam ettiği için de şirket ortaklarının
Bağ kur kayıtları devam etmekte,
Şirket ortakları emekli ise emekli maaşlarından sosyal güvenlik destek primi kesintileri devam etmekte,
Şirketin ve Şirket Ortaklarının ticaret odası ve ticaret sicilindeki yükümlülükleri devam etmektedir.
Şirket ortaklarının ileride çok büyük maddi külfetlerle karşılaşmamaları için, mali müşavirliğini yaptığımız şirketlerden Resen terki yapılanlar varsa mükelleflerin mağdur olmamaları için bu sorumluluklarının hatırlatılmasında fayda vardır.
Hayat standardından kurtulmak için kurulan, iflas edipte şirketini tasfiyeye sokacak parayı bulamayan binlerce şirketin bulunduğu gerçeğini dikkate alarak İlgili Bakanlıkların bu konuya bir çözüm bulması gerekmektedir.

Ali FARSAK
Adana SMMM Odası
Danışma Meclisi Başkanı

2 yorum:

  1. Bu muhasebeciler vatandaşı yanıltırlar böyle !. Ne demek yani sigortalılık bir esaret mi ki ilanihaye-sonsuza dek sürsün!. Bağkur kaydı şirket tasfiye edilmezse silinemezmiş? Peki iş mahkemesi niye sigortalılıkta kendi hesabına çalışma bitmiş olmasını esas kabul edip, ticari faaliyeti terketmeyi tesbit edince; Bağkur-SGK kurumunun faşizan uygulamalarını iptal edecek - sigortalılığı bitirecek yönde kararlar verebiliyor öyleyse?!. Yahu zaten mevzuat 5 yıl geçince sigortayı ve ürettiği borcu da başvurulunca kendisi silebiliyorken, mecburi diye kölelik mi oldu bu sigortalılık ki bitmesin? Nerde kaldı insan hakları , sosyal devlet ve adalet? İnsaf yani adam zaten işi kötü gidip şirketi kapatmış yok bir de 1 buçuk sene daha muhasebeci parası, oda aidatı ödettirilsin nerden bulacaksa... Böyle adalet mi olur Allahını seversin?! Şirketi 3 günde kur sittin sene bürokrasi despotluğundan kurtulama, işsiz kalmışsın mağdur olmuşsun kimin umurunda!. Bi de prim borçlusu diye 2. sınıf vatandaş sayılıp ayrımcılığa uğrar hastane hizmetinden -borçlu- diye yoksun bırakılmak da cabası. Böyle devlet mi, adalet mi olur? Hem adam işini bıraksa da borçlandırmaya devam edeceksin, hem de işsiz bağkurlu sigortalıya ne destek olacak ne de sahip çıkacaksın, oh ne ala memleket!. Sosyal devletim diye hükümet varsın topyekün hikaye okusun, o zaman af niye çıkartıyorsun kardeşim? Sahi kim suçlu mağdur olan sigortalı mı, yoksa sosyal(!) devlet mi karar seçim de oy verecek sizlerin... İsterseniz Türkiye yi borca boğan küçük esnafı AVM lerle bitiren AKP ye devam deyin...

    YanıtlaSil
  2. Sevgili dostum seni canı gönülden kutluyorum ama ne yazıkki bu dönem hükümeti öyle vicdansız ki düşen e bir tekme de kandisi atıyor. ( Sözüm yandaşlardan dışarı tabi )

    13 haziran bu ülkede dönüm noktası olacak Herkes takkeyi önüne koyup iyice düşünmeli....

    Saygılar

    İstanbul dan bir mali müşavir

    YanıtlaSil